KOBİLER İÇİN YENİ BİR REKABET STRATEJİSİ “KÜMELENME MODELİ”
Kümelenme modeli kısaca, aynı sektörde faaliyet gösteren işletmelerin bağımsızlıklarını koruyarak bir araya gelmeleri olarak tanımlanmaktadır.
Bu birliktelik sadece fiziki bir birliktelik değildir. Yani aynı sektörlerin bir sokakta ya da sitede buluştuğu bakırcılar ya da mobilyacılar çarşısından daha fazlasıdır. Yani 1+1’in 3 ettiği bir modeldir.
Kümelenme, her ne kadar Harvard Üniversitesi İşletme Bölümü hocalarından Prof. Dr. Michael Porter tarafından ortaya konulan bir model olarak 90’lı yıllardan sonra sıkça gündeme gelmeye başlasa da söz konusu modelin, Ahiliğin Kurucusu Ahi Evran tarafından 1200’lü yıllarda Kırşehir ve Kayseri’de uygulandığı da iddia edilmektedir. İşin bu tarafı araştırmacılara kalmış.
Osmanlı İmparatorluğunda da bu modeli çağrıştıran, aynı sektörlerin bir arada bulunduğu kapalı çarşılar, hanlar ve meslek birlikleri bulunmaktadır.
Dünyada ABD, Hindistan ve Çin gibi ülkelerin bu modeli birçok sektörde uyguladığı bilinmektedir. Bu konuda ABD de bulunan “silikon vadisi” iyi örneklerden birisidir.
Ülkemizde de OSB’ler, serbest bölgeler ve sanayi siteleri gibi örgütlenmeler bulunsa da tam olarak bu model kapsamında çalışmamaktadırlar.
Kümelenme modelinin temel mantığı, aynı alandaki işletmelerin tek başlarına yapamayacakları birçok uygulamanın birlikte başarılabileceği gerçeğidir.
Bu modelde amaç, aynı sektörde faaliyet gösteren firmaların rekabet gücünü ve verimliliklerini artırmaktır. Böylece bu işletmeler, maliyetlerini düşürerek rekabet üstünlüğü sağlayacaklar ve karlı şekilde büyüyeceklerdir.
Modelin oluşturulabilmesi için öncelikle sektör seçimi, seçilen sektörlerdeki işletmelerin ve bu işletmelere katkı sağlayacak diğer unsurların ( Devlet, Üniversite, finans kuruluşları, insan kaynakları, teknoloji ve lojistik) bir araya gelmesi öngörülmektedir.
Sektör seçiminde, “Şehrimiz Türkiye’deki diğer şehirlere göre hangi ürün ve hizmetin üretiminde avantajlıdır, en iyi yaptığımız şey nedir ya da ülkemiz diğer ülkelere göre hangi ürün ve hizmetlerde üretim ve pazarlama avantajına sahiptir, hangi sektörlerde en iyiyiz” sorularına verilecek cevaplar belirleyicidir. Yani en iyi yaptığımız/yapacağımız şeyle yola çıkmak.
Kobiler için kümelenme modeli ne gibi faydalar barındırmaktadır;
Peki! belli sayıda işletme bir araya gelerek kümelenme modelini hayata geçirebilirler mi? Hayır! Bu model haydi birleşelim bir site kuralım aynı mekâna taşınalım demeyle olmuyor.
Bu modelin temelinde rekabet üstünlüğü olan sektörü belirlemek ve bu işe devlet ve diğer kuruluşları dahil etmek vardır. Geniş çaplı bir çalışma gerektirmektedir.
Bu nedenle Ülkemizde de bu işi son yıllarda devlet sahiplenmiş olup, Hazine Müsteşarlığı nezdinde Ulusal Kümelenme Politikasının Geliştirilmesi (UKPG) projesi kapsamında çalışmalar sürdürülmektedir. Yine her bölge de faaliyette bulunan Kalkınma ajansları, oda ve birlikler bulundukları bölgelerde bu çalışmaları sürdürmektedirler.
Bu çerçevede Türkiye’nin rekabet avantajı olan sektör ve bölgeleri tespit edilerek bu bölgelerde kümelenme modeli uygulamasına geçilmesi planlanmaktadır.
Bu bölgeler ve sektörlerinden bazıları şöyledir;
Marmara Bölgesi-Otomotiv sanayi,
G.Antep, Adıyaman-Tekstil ve Hazır giyim
Denizli, Uşak – ev tekstili
Ankara-Yazılım
Eskişehir, Bilecek, Kütahya- seramik
Yine bir diğer proje, Hazine müsteşarlığının yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa birliği ortaklığında yürütülen, KOBİ’lerin uluslararası piyasalardaki rekabet gücünü kümelenme anlayışıyla geliştirmeyi hedefleyen “Kobi İşbirliği ve Kümelenme Projesi”dir.
Kobilerimiz, rekabetin ve verimliliğin ön plana çıktığı, devletlerin korumacılığı kaldırdığı bir dünyada hayatta kalma ve büyüme mücadelesi vermektedirler. Artık iktisadi hayat, gücünü birleştirenlerin, aynı hedefe birlikte yürüyenlerin hayatta kalacağı bir istikamete doğru ilerlemektedir.
Bu çerçevede işletmelerimiz, rekabet avantajı sağlayan ve verimliği artıran kümelenme modeli gibi iş ve kalkınma modelleri hakkında bilgi ve fikir sahibi olmalı, bu modellerin uygulandığı yer ve sektörleri araştırmalı, işletmelerini bu organizasyonlara göre konumlandırmalı, bunlara dahil olmalıdırlar.
Yazar: Yüksel Keleş